7 Şubat 2013 Perşembe

Onaylanma Kaygısı!

Son zamanlarların en büyük hastalığı, belki de şuan toplum da çıkan problemlerin en en başlıca nedeni.. Her zaman beğenilmek isteriz, onaylanmak.. Kendimiz olmak o kadar zordur ki bu herşeyi eleştiren toplum da, olamayız bir türlü kendimiz.. Asıl benliğimizi sıkıştırırız içimize, küçültürüz orada.. Sonra yok ederiz, benliğimizi.. Kendimize toplama bir kişilik çıkarmak için başlarız çalışmaya, ilk önce bize ait olmayan bir müzik keyfi, yapmak dan gram zevk almadığımız hobiler, için de biz olmamıza rağmen, asıl biz olmayan fotoğraflar.. Bize ait olmayan cümleler. Sonra işin en iğrenç kısmına geliriz, sahte dostluklar.. Onları da tamamlayınca biter bu işlem, artık siz siz değilsinizdir..





Nedendir peki bu? Ne getirdi bizi bu duruma? Toplum mu? Yoksa kendimiz mi? Yoksa ikisi de mi.. Bence ikisi de. Kendimize olan güvenimiz o kadar düştü ki, her yaptığımız hareket öncesi etrafımıza baktık ve içimizden geçirdik ''Doğru mu acaba?'' senin yaptığın şey doğru dostum, sorduğun soru yanlış..  Bu soru zamanla kendini değiştirdi, çünkü artık bizim yaptığımız bir hareket yoktu.. Karşımız da ki insanların yaptığının bir yansıması olmuştuk artık, kendimiz değildik.. Onaylanmak istiyorduk artık delicesine, beğenilmek istiyorduk..

İşin garibi ise, insanlık bundan oldukca mutlu gibi.. Başkası olmaktan, kendini yok etmekten.. Hiç bitmeyen beğeni, onaylanma kaygısından.. Hal böyle olunca, kimse bu iğrenç durumdan kurtulmak için bir şey yapmıyor.. Hastalık yayılıyor, kendimizi yok etmeye devam ediyoruz. Nereye kadar demeyeceğim, çünkü nereye kadar olduğunu az çok biliyorum artık.. Kendimizi yok edene kadar, sadece kendi bizliğimizi değil sahte kişiliğimizi de dibe batırana kadar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder